Türklerde Maden Sanatı

Türklerde maden sanatı; Türk sanat eserleri görsel zevk hedefiyle ortaya konulan eşyalardan ziyade  günlük yaşamda ihtiyaç duyulan ürünleri kapsamaktadır. Bu nedenle kılıç, hançer, vb. Silahların beraberinde tabak, bardak, heykel, at koşum takımları, kazan, takı, kemer tokası gibi günlük yaşamda kullanılan eşyalar Türk sanat eserleri kapsamına girmektedir. Türk sanat eserlerinin üretiminde pek çok  malzemenin beraberinde demir madeninden de yararlanılmıştır. Türkler demirci bir millet olduğu için, stratejik önemde bir maden olan demiri  genellikle silah ve günlük ihtiyaç malzemelerinin üretiminde kullanmıştır.
Sanat eserleri içinden çıktıkları halkın her çeşit kültürel unsurlarını bünyelerinde barındırmaktadır. Türk sanat eserleri de Türklerin yaşayışları, dünya algıları ve inançlarından kesitler sunmaktadır. Dolayısıyla atalarının kurt, geyik gibi hayvanlardan türediğine inanan ve en önemli geçim kaynağı hayvancılık olan Türklerin sanat eserlerinde hayvan üslubu denilen bir tarzın öne çıkması bizleri şaşırtmamaktadır.
İskitlerden itibaren Türklerin hayvan üslubu çerçevesinde altın, ahşap, deri, bronz ve demir nesneler üstüne işledikleri sanat eserleri sanat tarihçilerini onlarca senedir büyülemektedir. İskit kurganlarında hayvan üslubuyla bezenmiş yüzlerce tunç ve demir silah bulunmuştur. Altın, gümüş, tunç ve demir gibi madenlerden yapılmış eski devirlere ait Türk sanat eserlerinin bir kısmı günümüze dek mevcudiyetini muhafaza etmiştir
Hun devrinden beri Türk hükümdarlarının otağları önünde çeşitli tuğ ve sancaklar asıla gelmiştir. Bu tuğ ve sancakların sopalarının ucunda ise Türk sanatkârları tarafından üretilen madeni ongunlar yer almıştır. Soylarının kurttan türediğine inanan Gök-Türkler döneminde bu ongun kurt olmuş ve Gök-Türk hükümdarlarının otağları önünde kurt başlı tuğlar yükselmiştir. Bütün bunlar yine Türk sanatındaki hayvan üslubunun örnekleridir.
Üslup olarak Türk kültür ve zevkini yansıtan sanat eserleri, yalnızca Türk ülkelerinde değil, pek çok komşu ülkede alıcı bulmuş, bu ticarî durum Türk sanatının gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Güzergâhının büyük bir bölümü Türkistan üzerinden geçen İpek Yolu’nun da bunda etkisi büyüktür. Bu yolda ilaçlar, baharatlar, ahşap ürünleri, demir, bakır ve çeşitli kıymetli taşlarla beraber sanat eseri niteliğinde pek çok ürünün de ticareti yapılmıştır. Bozkır geleneklerini en ince ayrıntısıyla yansıtan, kusursuz işçilik ile bezenmiş Türk sanat eserleri, İpek Yolu güzergâhında çalışmakta olan tüccarlar vasıtası ile Çin’de, İran’da ve hatta Doğu Roma’da alıcı bulmuştur. Türk sanat eserleri yalnızca dışarıda alıcı bulmakla kalmamış, hem de komşu milletlerin sanat anlayışlarını da etkilemiştir.
Türkler müzik âletlerinin üretiminde ağaç, deri vb. malzemelerin  beraberinde  demir de kullanmışlardır. Türk defleri genellikle zincirli veya demir halkalıdır. Bu demir halkalar her vuruşta çıkardıkları seslerle müziğe ritim katmaktadır. Klasik kopuzun tam tersine telli bir çalgı olmayan demir kopuz iki elle tutularak ağızla çalınan çatal biçiminde küçük bir demirdir. Alçak bir vınlama sesine sahip olan demir kopuzun bir adı da ağız tamburasıdır. Demir, şaman davulunun ve kopuzunun önemli bir öğesidir.
Demirin Türk sanat eserlerinde kullanımı nadir de olsa ortaya çıkan örnekleri büyüleyicidir. Türkler, diğer milletlerden önce ham demiri işlemeyi başardıkları gibi, ona tabiatçı bir üslupla öyle ustaca şekiller vermişlerdir ki bu durum günümüz sanat tarihçilerini hayretler içinde bırakmaktadır.

Türklerde maden sanatı, Türklerde Demir, Demirden sanat eserleri, metal heykel