
Mimaride Art Nouveau
Mimaride Art Nouveau: Art Nouveau akımı, 19. yüzyılın son çeyreğinde ilk olarak İngiltere'de kendini sanayi etkisi ile göstermeye başlamıştır. Daha sonra, Fransa ve Belçika gibi ülkeler de bu akımdan etkilenmiştir. Akım ilhamını doğadan alır. Akımın önemli detayları cam süslemeler ve ışıktır. Bitkisel motifler, kadın figürleri, kıvrılan bükülen çizgiler her alanda kullanılmıştır. Sanatçılar bitki motiflerini, hayvan figürlerini düzenli kompozisyonlarda kullanılarak, doğanın dinamik kuvvetlerini dile getirmeye çalışmışlardır. Bu dönemde demirin yapı malzemesi olarak kullanılması mimari için önemli bir devrim hareketi olmuştur. Ferforje; metro girişlerinde, park bahçe korkuluklarında, binaların giriş kapılarında, kapı üstü sundurmaları gibi değişik bölümlerinde, merdiven korkuluklarında, balkon korkulukları ve bahçe kapılarında, günlük yaşam araç ve objelerinde hem fonksiyonel hem de süs olarak değerlendirilmiştir. Aydınlatmanın önem kazanmasıyla cam pencerelerle aydınlatılan merdiven ya da hollerin merkez olarak yerleştirildiği yeni bir plan düzenine gidilmiştir Art Nouveau mimarlık sanatı Neo Barok olarak bilinen ferforje motifler ve bitkisel ferforje bezemeler ön plandadır. Bu dönemde “gotik akımı taklit ya da tekrar etmemeli sadece devam etmeliyiz" diyen Antoni Gaudi dönemin ünlü mimarları arasında yer almaktadır. Gaudi yapıtlarında renkli yüzeyler, dalgalı formlar ve organik motifler kullanarak bu akımın ilk örneklerini yaratmıştır. İlk olarak Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan akım hızla tüm dünya da etkilerini birçok farklı alanda göstermeye başlamıştır. Özellikle mobilya tasarımında akımın temsilcileri arasında binalarının iç düzenlemesini de yapan mimarların yanı sıra dönemin ünlü tasarımcıları mekânları bütünleyen tasarımlara imza atmışlardır. Günümüz de dahi tüm ihtişamı ile varlığını koruyan akım iç mekân tasarımında mobilyadan, aydınlatma elemanlarına, duvar kâğıtlarına, perdelere, vitraydan, ferforje bina girişinde kapı detaylarına, ferforje merdiven korkuluklarına, duvar ve pencere bezemelerine kadar zengin bir çeşitlilik oluşmasına yol açmıştır. Bu süreçte ortaya konulan ürünlerde günümüzde bile hâkimiyetini sürdürmektedir. Mimari anlamda literatür taramasında karşımıza çıkan ilk örnek Mimar Victor Horta' nın Tassel Evindeki ferforje merdiven korkuluk ve ferforje bina giriş kapıları gibi çalışmalarıdır. Bu tür örnekleri 90'lı yılların Avrupa'sındaki sayısız yapıtla çoğaltmak olasıdır. "Art Nouveau" akımının zirveye ulaştığı nokta olarak 1900 yılında Paris' te açılan “Dünya Sergisi” gösterilmektedir. Dünya Sergisi farklı kültürleri tüm açıklığı ile bir araya getirirken aynı zamanda "Art Nouveau" akımının da konseptini ortaya koymuştur.

Art Deco
Art Deco ilk defa 1920’lerde Paris’te çıkışının ardından, tüm dünya tarafından kabul görmüş ve görsel ve dekoratif sanatlardan, moda, mimari, sinema ve ürün tasarımına kadar çeşitli disiplinleri etkilemiştir. Art Deco geçmiş akımlardan etkilenmesine rağmen, geleceğe de yönelmiş, egzotik kültürel esintilerden de yararlanmıştır. Art Deco, sanayileşme ve teknik ilerlemeden ilham alan bir akım olarak, simetrik düzenlemelerde geometrik paternler, canlı ve zıt renkler içerir. Alüminyum, cam, çelik, plastik gibi çeşitli modern materyalleri işler. Sanatların ve zanaatçılığın kombinasyonu olarak çoğunlukla mimari, tekstil, mobilya ve moda tasarımı alanlarında kullanılmıştır Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, İspanya, Küba, Endonezya, Filipinler, Arjantin, Romanya, Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan ve Brezilya’da Art Deco mimari örnekleri görülmektedir Art Deco tasarımları, ikizkenar yamuk, zikzak, üçgensel, iç içe açılı ve eğimli motifler içerir.

Blacksmithing
DEMİRCİLİK Demirciler sıcak/soğuk demiri çekiçlemek suretiyle döverek, çeşitli aletler kullanarak delme, bükme ve kesme, birleştirme gibi işlemlerle demir veya diğer metallerden nesneler yaratan kişidir. Demirciler kapılar, parmaklıklar, korkuluklar, el aletleri, tarım aletleri, silahlar, aydınlatma armatürleri, dekoratif ürünler, mobilyalar, heykeller, sanatsal objeler üretirler. Bir demirci, en karmaşık silah ve zırhlardan çivi gibi basit şeylere kadar pek çok şeyin nasıl yapılacağı ve tamir edileceği konusunda genel bir bilgiye sahiptir. Demirciler, dövme demir veya çelik parçalarını çekiç, örs ve keski gibi el aletleriyle şekillendirilebilecek kadar yumuşak hale gelinceye kadar ısıtarak çalışırlar. Isıtma genellikle propan, doğal gaz, kömür, odun kömürü, kok kömürü veya yağ ile çalışan bir demirhanede gerçekleştirilir. Bir demircinin çalıştığı yere demirhane veya demirci dükkânı denir. Bazı modern demirciler, ısıtma için oksiasetilen veya İndüksiyonla ısıtma yöntemleri kullanabilir. Renk, metalin sıcaklığını ve işlene bilirliğini belirtmek için önemlidir. Demir daha yüksek sıcaklıklara ısındıkça önce kırmızı, sonra turuncu, sarı ve son olarak da beyaz renkte parlar. Çoğu dövme için ideal ısı, dövme ısısını gösteren parlak sarı-turuncu renktir. Metalin parlayan rengini görebilmeleri gerektiğinden, bazı demirciler loş, düşük ışık koşullarında çalışır, ancak çoğu iyi aydınlatılmış koşullarda çalışır. İdeal olan, tutarlı bir aydınlatmaya sahip olmak, ancak çok parlak olmamaktır. Demircilik teknikleri kabaca dövme, şekil verme, birleştirme (perçin, kelepçe, kaynak), ısıl işlem ve bitirme olarak ayrılabilir. DÖVME İŞLEMİ Dövme işleminde, dövme sıcaklığına kadar ısıtılan parçanın atomları arasındaki bağ kuvveti azalır ve boşluk, sıcaklığın etkisiyle artar. Bu etkiyle malzeme yumuşar ve yapıdaki bağlar zayıflar. Bu durum malzemenin şekil vermeye en uygun durumudur. Bu yüzden malzeme için verilen dövme sıcaklıklarına uymak kesinlikle gerekli ve önemlidir. Malzemenin düşük sıcaklıklarda dövülebilmeye uygun olmaması, bu sıcaklıklarda yapılan dövme işleminin zorlamaları, genellikle görünen ya da görünmeyen çatlaklara neden olur. Bu yüzden dövme işleminde akılda tutulması gereken en önemli ve birincil nokta alt ve üst dövme sıcaklıkları arasında çalışmaktır. Ocakta çalışırken yapılan tavlama işlemi, göz kontrolüne ve daha çok deneyime dayalı bir işlem olduğundan, dövme yapılacak ortamın görece daha karanlık ya da loş olmasını gerektirir. Aydınlık bir yerde bulunan ocakta yapılacak tavlama, renkleri tam göremediğimizden bizi doğru sonuçlara götürmeyebilir. ÇEKME Dövme işleminde en çok kullanılan yöntemdir. Hele ki kalın parçaları ince bir forma getirebilmek için, malzeme kesitinin neredeyse her yüzünde kullanılır. İşlem için örs kullanımı, örsün boynuz kısmını kullanmak açısından işi kolaylaştırır. Çekme işleminde temel mantık, malzemeyi dövmek için kullanılacak yüzeyin yuvarlak kesite yakın olmasıdır. Nedeni; birim alana uygulanacak kuvvetin, noktasal alanlarda daha yüksek olmasıdır. Vurulacak çekiç ne kadar dar bir alana etki ederse malzemedeki şekil değişimi de o oranda fazla olacaktır. Düz yüzeylerde yapılmaya çalışılan çekme işleminde vurulan çekiç darbeleri, malzemenin tüm boyutlarında genişleme yapmaya çalışacağından durum dövme yapanı sıkıntıya sokar ve kısa zamanda çekerek uzatma işlemi tamamlanamadığından, daha çok tavlama ve daha çok deformasyon ya da bunlarla beraber karbon yanması durumu yaşanır. Çekme işleminde malzeme, hep dar kesite uygulanan kuvvetler sonucu katmerleşmeye girmeye çalışır, bunu önlemek ve kristalleri eşit çalışmaya zorlamak için vuruşlar sık sık aynı tarafa değil, her vuruştan sonra 90 derece sağ tarafa ve sol tarafa da yapılmalıdır. Malzemenin genel formu sürekli izlenerek dönme yada burulma eğilimine giren malzemeye burulmanın tersi yönde,...

Çağlar Boyunca Demir Korkuluklar
Çağlar Boyunca Demir Korkuluklar Yüzyıllar boyunca demir mimari eleman olarak kullanılmıştır. Madencilik ve üretim teknikleri geliştikçe kullanımı daha yaygın hale geldi. Orta çağ dönemine gelindiğinde, Ferforje, sofistike mimari tasarımlar oluşturmak için kullanılıyordu. 18. yüzyıl boyunca. Dökme demirin ve yeni üretim teknolojilerinin benimsenmesiyle birlikte ferforjenin çekiciliği daha da arttı. Georgian dönemine geldiğimizde, dökme demirin tutarlı tasarımı zamanın modasını tamamlıyordu. Georgian Dönemi Georgian mimarisi, simetrisi ve oranı ile tanınır. O günlerde, üst sınıfların üyeleri, büyük antik yerleri ziyaret etmek için Avrupa'yı dolaştı. Bu genç gezginler, klasik yapının tasarım yönlerine o kadar kapıldılar ki, gözlemlediklerini yeniden yaratmaya kararlı bir şekilde eve döndüler. Erken Georgian döneminin bir başka korkuluk özelliği de ananastır, sadece korkuluklarda değil, aynı zamanda özel evlerin çatılarında, girişlerinde ve kapılarında ve önemli binaların kulelerinde de Londra'nın her yerinde görülebilir. Dekoratif niteliklerinin yanı sıra ananas, zenginlik ve statünün bir simgesiydi. Tasarımlarda da Altın Oran kullanımı yaygınlaştı. Georgian korkuluklar bu vurguyu uyum ve tutarlılığa yansıtır. Dikenli süslemelerle kaplanmış kare veya dairesel korkuluk çubuklarına sahip basit tasarımlar, bu çağdaki çoğu ferforje korkuluğu karakterize eder. Geometrik bileşenler, diğer süs özellikleridir. Edinburgh, Bristol, Bath ve Londra gibi şehirlerde Georgian konakları ve korkulukları yaygındır. Downing Street 10'un hemen dışındaki, her on ikinci korkuluk çubuğunda basit semaver başlarıyla uzun sivri uçlara sahip korkuluklar, tasarımın belki de en bariz örneğidir. Gotik Revival nihayet 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarında popülerliğini aştı. Viktorya Dönemi Gotik tarz, Georgian dönemine kadar uzanan bazı örneklerle, Birleşik Krallık'ta hiçbir zaman tamamen gözden düşmedi. Ancak bu tarz, Viktorya döneminin başlangıcına kadar İngiltere'deki özel ve kamu binalarını etkilemeye başlamadı. Klasik tarzla arasındaki farklar çarpıcıdır: temel çizgilerin ve sütunların yerini en ince ayrıntısına kadar ayrıntılı taş ve metal işçiliği almıştır. Hemen köşeyi dönünce ve Downing Caddesi'nden tam bir zıtlık içinde olmasına rağmen, 1840'ta tamamen yeniden inşa edilen Parlamento Evleri'nin korkuluklarında çok sayıda kule, gargoyle ve vitray hakimdir ve bunun en iyi örneklerinden biridir. Edward Korkulukları Metal iş tasarımında yeni ilhamlar yüzyılın başında ortaya çıktı. Arts and Crafts Hareketi'nin organik yönleri ve Art Nouveau'nun organik çizgileri bunların arasındaydı. Bu unsurlar, Edward dönemi mimarları tarafından klasik ve Gotik mimarinin özellikleriyle kaynaştırıldı. Sonuç, bu dönemin simetrisini Viktorya döneminin abartılı Gotik motifleriyle birleştiren tasarımlardır. Viktorya dönemi örneklerinden çok daha küçük bir ölçekte olsa da, Edward dönemi korkulukları genellikle bazı karmaşık veya dekoratif yönler içerir. Örneğin süs başlı basit dairesel korkuluk çubukları. Veya bazen dolgu panellerin kullanımı. Bugün Bugün elbette, her mülk farklıdır. Pek çok dönem korkuluğu belirli bir dönem stilini takip etmek için tasarlandığı gibi, artık herhangi bir stil veya trendi takip etmek zorunda kalmadan kendi özelliklerine göre korkuluklarınızı tasarlayabilirsiniz.

Fransız balkonlarında korkuluk güvenliği
Fransız balkonlarında korkuluk güvenliği Günümüz mimarisinde yaygın olarak kullanılan Fransız balkon korkulukları güvenlik açısından pek çok riskler taşıdığına dikkat çeken uzmanlar, yaygınlaşan Fransız Balkon kullanımına ilişkin “Güvenlik şartları oluşturulmalı ve denetimler arttırılmalı” uyarısında bulunuyor. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Öğretim Görevlisi ve A Sınıfı İSG Uzmanı Turabi Karadağ, şu uyarılarda bulundu: “Günümüz mimarisinde sıkça kullanılan Fransız balkonlar, standart balkon ebatlarında olmayan yani sandalye ve masa konulamayan balkonlardır. Yapısal olarak pencerelerin tamamen açılabildiği ve önlerinde bariyerlerin bulunduğu Fransız balkonlar genellikle hava almak amacıyla kullanılmaktadır. Fransız balkon denilmesinin nedeni Fransa-Paris'te çok sık karşılaşılmasıdır. Ancak yeni dönemde Türkiye’de yer alan projelerde sıklıkla karşılaşılmaktadır. ferforje balkon korkuluk FİYATLARI Estetik kaygısı güvenliğin önüne geçmesin! Fransız balkonlar, son dönemde yeni binalarda çok kullanılıyor ancak estetik tercihlerle emniyetin ikinci plana atıldığını görüyoruz. Günümüzde estetik kaygısı, güvenliğin önüne geçti. Belediyelerin bu konuda gerekli denetimleri yapması ve önlemleri alması gereklidir. Korkuluk mantolama üzerine yapılmamalıdır Balkonlarda, yükseklik, demirler arası mesafe ve monte yöntemi önem taşır. Yükseklik en az 90 cm, yatay bağlantılar arası ise en az 20 cm olmalıdır. Betona sabitlenmelidir! Müteahhit bir binayı yaparken balkon korkuluğunu, mantolama malzemesinin üzerine sabitliyor. Böyle bir uygulamanın güvenliğinden söz etmek mümkün değil. Ancak Fransız balkonları yasaklamak da çözüm değil. Güvenlik şartları oluşturulmalı, olgunlaştırılmalı, denetimler arttırılmalı, küpeşte yükseklik kriterleri tekrar gözden geçirilmeli. Ankrajlar mermere değil de betona önce hilti ile açılıp çok güçlü yapıştırıcı ile yapıştırılıp daha sonra vidalanmak suretiyle sabitlenmelidir. ferforje korkuluk Çocukların güvenliğine dikkat Cam ile korkuluk arası 10 cm olmalıdır. Özellikle küçük ve yeni yürümeye başlayan çocuğu olan ailelerde bu sorun sıkça dillendirilmektedir. Burada olması gereken ise çocuk cam ile korkuluk arasına sığmamalıdır.” Mimari aşamada güvenlik düşünülmeli Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rüştü Uçan ise denetimlerin önemine dikkat çekti. Uçan, “Konuyu İmar Yönetmeliği açısından değerlendirmek doğru olmaz ancak mimari aşamada tasarımlar yapılırken riskler düşünülmeli ve binalar inşa edilirken bu güvenlik önlemleri göz önünde bulundurulmalıdır. Mimarlar Odası’nın denetimlerini içeren bir belge olma özelliği taşıyan Sicil Durum Belgesi 2012 yılında kaldırıldı. Bu uygulama ile mimarların, projelerin ve tasarımların denetlenme zorunluluğu da kaldırılmış oldu. Denetimsiz bir ortam yaratıldı ve denetimsizliğin sonuçlarını millet olarak hepimiz çekiyoruz.” dedi.

Ferforje Kapılar
Ferforje Kapılar ferforje kapılar, ferforje kapı hakkında bilgi Ferforje kapılar; Giriş kapıları; evinizin güvenliğini sağlayan aynı zamanda görselliği, tarzı modeli ile hakkınızda ilk intibanın oluştuğu en önemli mimari unsurlardan biridir. Ev dekorasyonlarında dış cephe içinde değerlendirilen giriş kapıları evin mimari yapısına göre doğrudan dışarı açılabildiği gibi bahçe giriş kapısı olarak da tasarlanabilir. Kullanım türüne göre farklı tasarımlara sahip olan giriş kapısı genel olarak ferforje, ahşap, çelik gibi farklı malzeme ve farklı tarzlarda tercih edilmektedir. Giriş kapısı seçerken dikkat etmeniz gereken bir çok nokta vardır. Bu noktaları özetleyecek olursak; güvenlik, estetik, görsel özellik, kullanılan malzeme, fiyat ve performans gibi konular öncelik sırasına göre sıralanır. Günümüzde güvenlik birinci sırada yer aldığı için evlerin giriş kapısı sınırsız modelleri ile Ferforje kapı tercih edildiği gözükmektedir. Bu tür kapılar yüksek dayanımı ile güvenlik konusunda zaaf oluşması önlenmektedir. Ferforje kapı; kullanılan malzeme miktarına, modeline ve işçiliklerine göre, fiyatı belirlenen ve güvenlik konusunda kusursuz olan bir giriş kapısı modelidir. Modern teknoloji ve tasarım imkanları sayesinde istenildiği gibi üretilebilen kapılar estetik modelleri ile evinize değer katmaktadır. Ferforje kapılar, cam, ahşap ve metal malzemelerin birleştirilmesi ile de geleneksel, klasik ve modern tasarımlara sahip çeşitli seçenekler sunan modelleri imal edilebilmektedir. Demir kapılar; ana gövdesi çelik kullanıldığı için güvenli olan, kullanılan kilit sistemleri ile güvenlik zaafını tamamen ortadan kaldıran bir kapı türüdür. Bina kapısı iki farklı kilit sistemine sahiptir. ferforje bina kapısı ferforje bina giriş kapısı ferforje bina giriş kapısı modelleri ferforje bina giriş kapısı fiyatları Ferforje kapı modelleri ve fiyatları Ferforje bina Giriş Kapısı fiyatları istanbul Camlı demir kapı modelleri

Ferforje metal mobilya
Ferforje Metal Mobilya Trendi Ferforje Metal Mobilya Trendi Metal mobilya kullanımı son günlerde gözle görülür şekilde arttı. Evlerini dekore eden insanlar abartı ve kaba eşyalardan çok sade, zarif ve modern eşyalara yönelmiş durumda. Bu nedenle de hem sağlam hem de modern görünümü sebebi ile metal mobilyalar trend olmuş durumda. Metal mobilyalar kullanım alanı olarak birçok yerde karşımıza çıkarak, bulunduğu ortamda farklı ve tarz duruyor. Aslında metal mobilya kullanımının artmasındaki temel sebep şıklıktan ve modernlikten ziyade sağlamlığı yatıyor. Metal mobilyalar diğer malzemelerde üretilen mobilyalara kıyasla çok fazla dayanıklı oldukları için uzun yıllar kullanılabiliyor. Sürekli mobilya değişimi içerisine girmek istemeyen müşteriler en azından ürünün sağlam olması gereken yerlerinde metal olmasına çok fazla dikkat ediyor. Ferforje Metal Mobilya Kullanıldığı Alanlar Ferforje Metalin kullanılacağı mobilyalar asla birkaç kategori ile sınırlandırılamaz. Son günlerde Ferforje Metal Merdiven Küpeşteleri Mutfaklara masa sandalye olarak , Oturma odalarında, Ferforje Metal Koltuk Takımları , Yemek Takımlarında, Ferforje Masa Sandalyelerde ve berjerlerde çok sık Ferforje Metal Mobilyalar parçalar görmekteyiz. Genel kullanımın yanı sıra sadece bazı detaylarında da kullanılan metal, ister ürünün tamamında olsun isterse sadece belli detaylarında kullanılsın, ürüne çok güzel bir hava katıyor. Genel ürünlere bakıldığı zaman farklı tasarım ve daha modern bir görünüm yaratmak için metal aksesuarlar, metal mobilya ayakları olarak da kullanılmaktadır. Koltuk takımları ya da yemek takımlarının ayaklarında kullanılan metal detaylandırmalar ürünleri daha gösterişli ve bir o kadar da şık gösteriyor. ferforje- metal yemek masası ferforje ağaç dallı berjer metal orta sehpa Ferforje Metalin kullanılacağı mobilyalar asla birkaç kategori ile sınırlandırılamaz. Son günlerde Ferforje Metal Merdiven Küpeşteleri Mutfaklara masa sandalye olarak , Oturma odalarında, Ferforje Metal Koltuk Takımları , Yemek Takımlarında, Ferforje Masa Sandalyelerde ve berjerlerde çok sık Ferforje Metal Mobilyalar parçalar görmekteyiz.

Ferforje nerelerde kullanılır
Kullanıldığı alan itibariyle ferforje bu konuda en güvenli yapıdır. Birçok farklı alanlar, merdiven, bahçe, pencere, balkon ya da kapılar çok daha güvenli hale gelir

Türklerde Maden Sanatı
Türklerde maden sanatı, Türklerde Demir, Demirden sanat eserleri, metal heykel, Türk sanat eserlerinin üretiminde pek çok malzemenin beraberinde demir madeninden de yararlanılmıştır.

Dünya’da Demircilik
demirciler, geometrik şekiller, yaprak çiçek dal gibi bitkisel figürler, kıvrımlı motiflerden oluşan son derece estetik barok, rokoko, ampir, art nouveau, art deco tarzı ürünler meydana getirmiştir.

Türk Kültüründe Demir
Demir ve demircilik Türklerin gerek kültür ve inanışında gerekse sosyal yaşantılarında çok önemli bir alan oluşturmuştur.
history of wrought iron
The Complete History of Wrought Iron To look at the history of wrought iron is to look at the history of man's innovations. Throughout time, wrought iron has been used to build ancient structures, warships and railways. Wrought iron has fought wars, built kingdoms, and provided the structures to everlasting historical landmarks. Today, the timeless look of wrought iron can be found anywhere in homes from light fixtures, to wine racks, to candle holders. The term "wrought iron" comes from the past tense form of the verb to work. Throughout time, many historic forms of the English language have fallen of use and after a long period of time the word "wrought" became replaced by "worked." So, in a literal sense, the term "wrought iron" means "worked iron." Before the developments of modern steel-making, wrought iron was the most commonly used form of malleable iron. This means that unlike cast iron, wrought iron is not as brittle. Wrought iron has a lower carbon content, which makes it harder and stronger yet easier to weld. At its peak, wrought iron was used in the manufacturing of nearly everything, all over the world. Due to its malleability and toughness, wrought iron has been coveted for thousands of years. In ancient times, blacksmiths were considered to be as equally important as the local doctor, because as the doctor kept the people healthy, the blacksmith kept the town moving. To many people, the blacksmith's ability to transform a seemingly coarse, hard material into something of breathtaking beauty was magical. Wrought iron essentially comes in two different types: charcoal and puddle iron. Charcoal iron was primarily used from the Iron Age to the end of the eighteenth century and produced through a charcoal fire. Puddled iron, used since the dawn of the industrial era, is made from cast iron in an indirect coal fired furnace. One of the first production methods of iron was with the use of bloomeries. A bloomery is a sort of furnace with a pit and chimney, and featured stone or clay walls for heat resistance. Clay pipes entered near the bottom of the pit to allow airflow either from natural source or through the use of a type of air pump known as a bellow. Once a bloomery was filled with charcoal and iron ore it was lit and air was forced through the pipes fueling the fire and heating the mixture to just below the melting point for iron. This forced the impurities to melt and run off while the carbon monoxide from the charcoal reduced the ore to iron in a sponge-like mass. This material was then forged with hammers, which removed impurities in the process. Innovations such as introducing water power and a blast furnace advanced the process throughout centuries, but it was the invention of the puddling furnace in 1784 that brought wrought iron use to its peak. The puddling technique created the production of wrought iron without charcoal. This enabled a great expansion of iron...
versailles palace golden gate
Versailles Palace Golden Gate Every year, several millions of visitors walk through the Gate of Honour, built in the 17th century, main and unmissable entrance to the Palace of Versailles. It is thus undoubtedly the most exposed element of the Estate. restoration of the gate of honour Today, the Gate of Honour is in an advanced state of wear. It is primordial for it to recover its luster of yesteryear to restore its role of signal and focal point from the three main avenues that converge towards the Place d’Armes, but also to make a mark on the experience of the more than 10 million visitors every year as they enter the Estate. These works will also include the restoration of two group sculptures: Victory over the Empire by Gaspard Marsy and Victory over Spain by François Girardon. versailles palace golden gate not to mention the side gates A second intervention is necessary: the restoration of the Gate of Honour side gates, looking over the Indépendance américaine street and the Réservoirs street. These gates were produced, based on the design of the Royal Gate by architect Alexandre Dufour in the early 19th century, in replacement of the gilded ones put up in the 18th century. heritage in need of restoration The restoration project will cover the damaged locks and ornaments, the restitution of the missing elements, as well as the painting and gold leaf gilding of the ironwork and various ornaments. become a patron Become part of the restoration project of the Gate of Honour and its side gates, most remarkable entrances to the Palace of Versailles. versailles palace golden gate
Dövme Demir
Demirin en eski biçimlendirme tekniklerinden biridir. Bu yöntem malzemenin kesit alanını küçülterek demiri uzatma, toplama, ve kesit alanını büyüterek demiri kısaltma, bükme, soyma, delme, yarma ve çakma işlemlerinden oluşmaktadır. Demir filizlerinin kırılarak ufalanması, yıkanması ve odun kömürü ile ergitildikten sonra ikinci kez kızıl sıcaklığa kadar ısıtılıp el çekiçleriyle dövülerek katışıklıklarından arındırılması yoluyla yapılan işlemdir.
Demir Kapılar ve Parmaklıklar
Tarihi yapılarda demir malzemenin bir başka kullanım şekli de kafes, korkuluk ve parmaklık ile yine demirden yapılmış döküm ve dövme kapılar gibi çeşitli demir işlerini kapsamaktadır. Parmaklıkların bahçe, balkon, merdiven, pencere, sürgülü vitrin, rulolu vitrin ve markiz gibi çeşitli uygulama şekilleri mevcuttur. Bunun yanında ayrıca, Cami, medrese, han gibi çeşitli anıtsal yapıların pencere açıklıklarında ve şadırvanlarındaki lokmalı ya da lokmasız pencere şebekeleri ve kubbe yolunun demir parmaklık ve tırabzanlarını da bu kapsamda sayılabilir. Selçuklu ve Osmanlı dönemi demirci ustaları Tanzimat dönemine kadar (1839) genel olarak birbirine benzer özellikte lokmalı pencere parmaklıkları yani şebekeler, yapmışlardır. Şebekeler, kare ya da yuvarlak kesitli demir çubukların dikey ve yatay yönde birbirini kesmesi ve bu kesişim yerlerine lokma adı verilen ve dövülerek biçimlendirilmiş olan, köşeleri kesilmiş küp şeklindeki (bazı örneklerde armut formunda) demirlerin yerleştirilmesiyle yapılmışlardır. Osmanlı döneminde bu tip parmaklıkların bronzdan yapılmış birçok örnekleri de mevcuttur (Şekil 19). Bu gibi demir parmaklık sistemleri üzerine, Avrupa’da yapılmış parmaklık örneklerinde olduğu gibi kıvrımlı yaprak ve sadeliği bozacak diğer başka süsler ilave edilmemiştir. Hazine, köşk, saray, kasır ve depo gibi korunması gereken yapıların kapıları genelde dökme demirden yapılmışken pencerelerine gayet sade demir parmaklıklar takılmıştır. Yığma ya da ahşap tekniği ile inşa edilmiş sivil mimari örneklerin pencerelerindeki parmaklık sistemlerinde lokmalı bir strüktür sistemi pek kullanılmamıştır. Buradaki parmaklıklarda yatay yöndeki demir çubukların kesişim yerleri oyularak düşey demirler bu yarıklardan geçirilmiş ve birleştirme geçmeli şekilde sağlanmıştır demir kapılar, demir bahçe kapısı, demir bina kapısı, demir kapılar demir bina kapısı demir bahçe kapısı demir apartman kapısı demir garaj kapısı sürgülü demir kapı kanatlı demir kapı raylı demir kapı

İstanbul Art Nouveau akımı:
İstanbul tarihte birçok azınlığa yapmış olduğu ev sahipliği ve yetiştirmiş olduğu birçok mimar ile "Art Nouveau" akımının mimari eserlerinin güzel örneklerini bünyesinde barındıran bir özelliğe sahiptir. Bu mimari eserler özellikle Osmanlı yüksek bürokratlarının, sarayla ilişkili kesimin, Levanten kentsoyluların v.b. misyonlara sahip kişilerin yoğunlukla bulunduğu Yeşilköy, Moda, Beylerbeyi gibi semtleri örnek olarak verebiliriz. Bu semtlerde akımın tüm özellikleri ile inşa edilen oldukça lüks, görkemli ve pahalı yapılar oldukları söylenilebilmektedir. Genel olarak anıtsal yapılarda dikkatleri çeken ferforje bezeme teknikleri pencere ve kapı açıklıklarında fazlalıkla değerlendirilmektedir. Bu tekniği geliştirmek için ahşap, ferforje ve metal işçiliğinin ileri düzeyde değerlendirilir olması dönemin önemli eserlerinde dikkatleri çekmektedir. Dönemin yapılarında ferforje dövme demir kullanımına sıklıkla rastlanılmaktadır. Ferforje örneklerinde Pencere, balkon hatta bahçe korkuluklarının, merdiven korkuluklarının, bahçe kapılarının, bina kapı ve kapı üstü sundurmalarının Avrupa da sıklıkla rastlanılan detaylar ve desenler kullanılarak oluşturulduğu görülmektedir. Dış mekânda bina giriş kapılarında, bahçe kapılarında, balkon korkuluklarında görülen bu ihtişamlı ferforjelerin kullanımı iç mekânda da karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ferforje merdiven korkuluk modelleri bunun en güzel örneğidir. Çiçek ve genel olarak bitki desenleri katlar arasında heykelimsi bir etki ile oluşturulmaya başlanılan merdivenleri ferforje korkuluklar boylu boyunca sarmaktadır. Bu ihtişamlı görüntüyü çatı açıklıklarında kullanılan vitray işçilikleri tamamlarken, tavanları alçı çiçek desen süslemeler ve ışıl ışıl yanan ferforje avize ile hareketlendirdikleri görülmektedir. art nouveau ferforje merdiven korkuluğu modelleri art nouveau ferforje bahçe kapısı modelleri art nouveau ferforje bahçe korkuluğu modelleri art nouveau ferforje balkon korkuluğu modelleri art nouveau ferforje bina kapısı modelleri

Ferforje bina giriş kapısı nedir?
Ferforje bina giriş kapısı nedir? Kapı, bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar ya da bölme boşluğudur. Kapılar, binada içte ve dışta olmak üzere birbirinden tamamen farklı iki yerde bulunur ve iç kapı, dış kapı olarak adlandırılır. İç kapılar, oda, mutfak, banyo, wc gibi hacimlerde bulunurlar. Dış kapılar ise, bina esas giriş kapıları, balkon kapıları, garaj kapıları, yangın kapılarıdır. Kapı kavramı, mekân kavramına paralel olarak gelişmiştir. Kapının var olması için öncelikle bir mekânın oluşması gerekmektedir. Girişi olmadan bir mekâna girilemeyeceği düşünülürse, mimari oluşumda ihtiyaç duyulan ve düşünülen ilk şeylerden biri kapı ve giriş boşluğu olmuştur. Kapı ve giriş mekânları, yapıda güçlü bir mimari pozisyona sahiptir; yapıların adeta kartvizitleridir ve mimarinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Bir yapıda ilk eylem yapıya girişle başlar. Yapının kimliğini etkileyen bir öğe olarak kapı, cephe kompozisyonunu tamamlayan unsurlardan biri olarak karşımıza çıkar. Kapının cephe üzerindeki konumu, simetrik/asimetrik oluşu, boyutları, biçim ve üslubu, bezemeleri ve daha birçok faktör yapıyı doğrudan etkilemektedir. Ferforje bina giriş kapısı nasıl yapılır Ferforje bina giriş kapısı üretici firma Butik Ferforje Ferforje bina kapısı üretici tavsiyesi Demir bina kapısı nerede yaptırılır