Blacksmithing
DEMİRCİLİK
Demirciler sıcak/soğuk demiri çekiçlemek suretiyle döverek, çeşitli aletler kullanarak delme, bükme ve kesme, birleştirme gibi işlemlerle demir veya diğer metallerden nesneler yaratan kişidir. Demirciler kapılar, parmaklıklar, korkuluklar, el aletleri, tarım aletleri, silahlar, aydınlatma armatürleri, dekoratif ürünler, mobilyalar, heykeller, sanatsal objeler üretirler. Bir demirci, en karmaşık silah ve zırhlardan çivi gibi basit şeylere kadar pek çok şeyin nasıl yapılacağı ve tamir edileceği konusunda genel bir bilgiye sahiptir.
Demirciler, dövme demir veya çelik parçalarını çekiç, örs ve keski gibi el aletleriyle şekillendirilebilecek kadar yumuşak hale gelinceye kadar ısıtarak çalışırlar. Isıtma genellikle propan, doğal gaz, kömür, odun kömürü, kok kömürü veya yağ ile çalışan bir demirhanede gerçekleştirilir. Bir demircinin çalıştığı yere demirhane veya demirci dükkânı denir.
Bazı modern demirciler, ısıtma için oksiasetilen veya İndüksiyonla ısıtma yöntemleri kullanabilir.
Renk, metalin sıcaklığını ve işlene bilirliğini belirtmek için önemlidir. Demir daha yüksek sıcaklıklara ısındıkça önce kırmızı, sonra turuncu, sarı ve son olarak da beyaz renkte parlar. Çoğu dövme için ideal ısı, dövme ısısını gösteren parlak sarı-turuncu renktir. Metalin parlayan rengini görebilmeleri gerektiğinden, bazı demirciler loş, düşük ışık koşullarında çalışır, ancak çoğu iyi aydınlatılmış koşullarda çalışır. İdeal olan, tutarlı bir aydınlatmaya sahip olmak, ancak çok parlak olmamaktır.
Demircilik teknikleri kabaca dövme, şekil verme, birleştirme (perçin, kelepçe, kaynak), ısıl işlem ve bitirme olarak ayrılabilir.
DÖVME İŞLEMİ
Dövme işleminde, dövme sıcaklığına kadar ısıtılan parçanın atomları arasındaki bağ kuvveti azalır ve boşluk, sıcaklığın etkisiyle artar. Bu etkiyle malzeme yumuşar ve yapıdaki bağlar zayıflar. Bu durum malzemenin şekil vermeye en uygun durumudur. Bu yüzden malzeme için verilen dövme sıcaklıklarına uymak kesinlikle gerekli ve önemlidir. Malzemenin düşük sıcaklıklarda dövülebilmeye uygun olmaması, bu sıcaklıklarda yapılan dövme işleminin zorlamaları, genellikle görünen ya da görünmeyen çatlaklara neden olur. Bu yüzden dövme işleminde akılda tutulması gereken en önemli ve birincil nokta alt ve üst dövme sıcaklıkları arasında çalışmaktır. Ocakta çalışırken yapılan tavlama işlemi, göz kontrolüne ve daha çok deneyime dayalı bir işlem olduğundan, dövme yapılacak ortamın görece daha karanlık ya da loş olmasını gerektirir. Aydınlık bir yerde bulunan ocakta yapılacak tavlama, renkleri tam göremediğimizden bizi doğru sonuçlara götürmeyebilir.
ÇEKME
Dövme işleminde en çok kullanılan yöntemdir. Hele ki kalın parçaları ince bir forma getirebilmek için, malzeme kesitinin neredeyse her yüzünde kullanılır. İşlem için örs kullanımı, örsün boynuz kısmını kullanmak açısından işi kolaylaştırır. Çekme işleminde temel mantık, malzemeyi dövmek için kullanılacak yüzeyin yuvarlak kesite yakın olmasıdır. Nedeni; birim alana uygulanacak kuvvetin, noktasal alanlarda daha yüksek olmasıdır. Vurulacak çekiç ne kadar dar bir alana etki ederse malzemedeki şekil değişimi de o oranda fazla olacaktır. Düz yüzeylerde yapılmaya çalışılan çekme işleminde vurulan çekiç darbeleri, malzemenin tüm boyutlarında genişleme yapmaya çalışacağından durum dövme yapanı sıkıntıya sokar ve kısa zamanda çekerek uzatma işlemi tamamlanamadığından, daha çok tavlama ve daha çok deformasyon ya da bunlarla beraber karbon yanması durumu yaşanır.
Çekme işleminde malzeme, hep dar kesite uygulanan kuvvetler sonucu katmerleşmeye girmeye çalışır, bunu önlemek ve kristalleri eşit çalışmaya zorlamak için vuruşlar sık sık aynı tarafa değil, her vuruştan sonra 90 derece sağ tarafa ve sol tarafa da yapılmalıdır. Malzemenin genel formu sürekli izlenerek dönme yada burulma eğilimine giren malzemeye burulmanın tersi yönde, kısa küçük ve sık çekiç darbeleriyle müdahale etmek gerekir. Çekme işleminde kesit daralır boy uzar.
YIĞMA
Çekme işleminin tam tersi bir işlemdir, bu işlemde de kesit kalınlaşır ve boy kısalır. Yığma işlemi genel form içerisinde kesitin kalınlaşmasını istediğimiz yerlere uygulanır. İşlemde malzemenin kalınlaşması istenilen yer tavlanarak diğer tarafları soğuk bırakılır veya soğutulur. Soğumaya izin vermeden hızlıca yığma işlemine geçilir, işlemde yığılacak sıcak kısım genellikle örsün üzerine konularak çekiçlense de bu çok doğru değildir. Soğuk olan örs yüzeyi ısı transferi mantığı çerçevesinde malzemenin sıcaklığını hızla düşürecektir. Bunun yerine yığılacak kısım yukarıya doğru, çekiç darbesinin uygulandığı tarafta tutulursa soğuma daha geç gerçekleşeceğinden daha çok çekiç vurma olanağı sağlar. En zor yığmalar, ince malzemelerde, orta bölümdeki yığmalardır, genellikle eğilme süreci yaşanır. Burada sabırlı olup sık tav, ve az çekiç mantığı kullanmak gerekir.
BOĞMA
Bir noktada kesiti ani daraltmak, ya da çekmenin yapılacağı başlangıç ve bitiş noktalarını sınırlandırmak amacıyla yapılan bir işlemdir. Boğma işleminde baskı yüzeyi bombeli, ama keskin olmayan baskılar ( boncuk baskı) ya da çekiçlerin açılı kısımları kullanılır. İşlemde genellikle malzemenin alt kısmına da aynı kesitli boğma yüzeyi elde etme amaçlı, baskı alt tablası ( üst baskının neredeyse aynısıdır) kullanılması gerekir. Sağlıklı boğma işleminde malzemenin lifleri kopartılmaz, lifler boğma kesiti boyunca daralarak devam etmelidir. Alt boğma tablası, üst boğma baskısı ve balyoz üçlüsünden oluşan kombinasyon (ki genellikle iki kişi gerektirir) en idealidir.
BÜKME
Çok önemli ve özelliği olan bir işlem olmamakla birlikte birkaç ayrıntısı vardır. Bunlardan en önemlisi, bükme yapılacak yerin dış kısmında oluşacak daralmadır. Bunun önüne geçmek için bükmeden önce tam büküm yapılacak yer hafifçe de olsa yığılmalıdır. Burada yapılacak yığma işlemi daralacak kesiti elimine eder. Bükme işleminde malzeme genel olarak tavlanmamalı, bunun yerine sadece bükme yapılacak nokta tavlanmalıdır. Bu tür tavlamalarda büküm yeri daha düzgün ve deformasyon daha az olur. Köşeli bükmelerde örs kenarı (ya da köşeli tablalar) dairesel bükmelerde örs boynuzu (ya da yuvarlak kesitli malzemeler) kullanılmalıdır.
DELME
Malzemelere sıcak olarak delik açmak için kullanılan bir yöntemdir, el alışkanlığı ve seri çalışma gerektirir. Delik için üzerinden balyozla vurulan saplı delik zımbaları kullanılır. Tavlama sıcaklığına getirilmiş malzemenin üzerine açılacak deliğin ölçüsünde ya da bu ölçüye yakın önceden hazırlanmış, köşeleri yuvarlatılmış ve aşağıya doğru konik daralan, ya yuvarlak ya da elips kesitli zımbaların üzerine vurulan balyoz darbeleriyle malzemenin delinmesi sağlanır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, deliğin oluşacağı alt kısmın bir boşluğa getirilmesidir. Diğer türlü delik delme işlemi gerçekleşemez. Delik çok büyükse bir seferde delmek yerine, birkaç farklı zımbayla küçükten büyüğe doğru gitmek şarttır. Bir başka nokta da delik delmeye başlandıktan sonra zımba, malzemenin kalınlığının 1/3 ölçüsü kadar ilerlediğinde zımbayı çıkarıp soğutmak ve oluşan delik içerisine yanmamış kömür koymaktır. Bu kömür zımbanın malzemeye sıkışmasını önler. İşleme delinecek malzeme kalınlığının 2/3 ü kadar devam edilir ve ters çevrilerek diğer taraftan da aynı işlemler tekrarlanarak delik delme işlemi bitirilir.
KESME
Kesme işleminde önemli olan kullanılacak saplı keskidir. Keski sağlam ağızlı ve iyi bilenmiş olmalıdır. Sıcak iş keskilerinin ağzı dar açıyla bilenmeli, kesme sırasında balyoz darbeleri kontrollü vurulmalı, ve kesme işleminde örs kullanılıyorsa alt kesme tablası ( hem örsün hem de keskinin zarar görmemesi için) kullanılmalıdır. Kesme alt tablası genel olarak yumuşak saclardan yapılabilir. Kesme işlemi bitmeye yakın balyoz darbe şiddeti azaltılmalıdır, tersi durumda kopan parça şiddetle ileriye doğru fırlayacaktır. Bunu önlemek için parça kesme izdüşümü örs kenarına getirilmelidir.
Tüm işlemlerde akılda tutulması gereken, nokta, çalışma takımlarının her zaman ve sürekli soğutulması olmalıdır. En önemli noktalardan birisi de kesme sırasında karşıda insan ya da zarar görecek bir nesne bulunmamasıdır. Kimi zaman kesilen parçalar metrelerce uzağa gidebilir.
YAYMA
Çekme işleminin benzeri olmakla birlikte dövme yüzeyi arasında farklılık vardır. Yayma işlemi bombeli bir düzlemde yapılabilir, bu durumda işlem hızlı sonuçlanır. Ancak iyi bir deneyime sahip değilseniz bombeli yüzeyde yapılacak işlem işi beklentiniz dışında berbat edebilir. Daha iyi ve garantili yöntem düz yüzey kullanmaktır. Tavlanmış malzemeye vurulacak çekiç darbeleri merkezden dışarıya doğru vurulmalıdır. Vuruşlar dairesel bir mantığa göre çevreye yayılan vuruşlar olmalı, merkezdeki vuruşlar daha sert, kenarlara doğru ilerledikçe daha yumuşak vuruşlar yeğlenmelidir, yüzey sürekli kontrol edilerek tesviye bozukluğu ve kaybedilemeyecek orta noktası girintilerine anında müdahale edilmeli ve gerekirse yanlardan merkeze doğru yığarak bu düzensizlikler kaybedilmelidir. Dövme işleminde en sık parça kaybı hiç farkında olmadan yayma işleminde gerçekleşir. Özellikle gittikçe kesiti incelen malzemenin tavlama süresini çok iyi kontrol etmek gerekir, gittikçe incelen parçanın tavlama süresi de o oranda kısalır. Aynı süreyi beklersiniz ama bir anda ocaktaki parçadan kıvılcımlar çıkmaya başlar ve malzemeyi kaybedebilirsiniz. Bu nedenle sürekli uyanık durmak ve malzemeyi sürekli kontrol altında tutmak gerekir.
KAYNAK
Kaynak, aynı veya benzer türdeki metallerin birleştirilmesidir.
Modern bir demirci, bunu başarmak için çeşitli seçeneklere ve araçlara sahiptir. Modern bir atölyede yaygın olarak kullanılan temel kaynak türleri, geleneksel dövme kaynağının yanı sıra oksiasetilen ve ark kaynağı gibi modern yöntemleri içerir.
Dövme kaynağında, birleştirilecek parçalar genellikle kaynak ısısı olarak adlandırılana kadar ısıtılır. Yumuşak çelik için çoğu demirci bu sıcaklığı renge göre değerlendirir: metal yoğun bir sarı veya beyaz renkte parlar. Bu sıcaklıkta çelik erimiş haldedir.
Tipik olarak yangında oluşan oksitler veya “curuf” gibi kaynaktaki herhangi bir yabancı madde, kaynağı zayıflatabilir ve bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle birleştirilecek birleşme yüzeylerinin temiz tutulması gerekmektedir. Bu amaçla bir demirci, ateşin azaltıcı bir ateş olduğundan emin olur: kalbinde çok fazla ısı ve çok az oksijen bulunan bir ateş. Demirci ayrıca eşleşen yüzleri dikkatlice şekillendirir, böylece bunlar bir araya geldikçe metal birleştirilirken yabancı maddeler sıkılır. Yüzeyleri temizlemek, onları oksidasyondan korumak ve yabancı maddeleri kaynaktan çıkarmak için bir ortam sağlamak için, demirci bazen eritken kullanır. (Toz boraks, silis kumu veya her ikisi.)
Demirci, birleştirilecek parçaları önce tel fırça ile temizler, sonra ısınması için ateşe atar. Demirci, bir çekme ve yığma karışımıyla yüzleri şekillendirir, böylece nihayet bir araya getirildiğinde, önce kaynağın merkezi birleşir ve bağlantı, çekiç darbeleri altında dışarı doğru yayılarak (kullanılıyorsa) akıyı ve yabancı maddeyi dışarı iter.
Aşındırılan metal tekrar ateşe girer, kaynak ısısına yaklaştırılır, ateşten uzaklaştırılır ve fırçalanır. Dövme sırasında oksijenin metale ulaşıp yanmasını engelleyen akı bazen uygulanır ve ateşe geri verilir. Demirci şimdi metalin aşırı ısınmasını önlemek için dikkatle izler. Bunda bazı zorluklar vardır çünkü demircinin metalin rengini görebilmesi için onu ateşten çıkarması ve onu hızla okside edebilecek havaya maruz bırakması gerekir. Böylece demirci, bir parça çelik telle ateşi inceleyebilir ve eşleşen yüzleri hafifçe dürtebilir. Telin ucu metale yapıştığında, doğru sıcaklıktadır (telin birleşme yüzeyine temas ettiği yerde küçük bir kaynak oluşur, böylece yapışır). Demirci, çevreleyen havanın yüzeyle temas etmesine izin vermeden görebilmesi için genellikle metali ateşe yerleştirir. Artık demirci hızlı bir şekilde hareket ediyor, metali ateşten hızla örse alıyor ve eşleşen yüzleri bir araya getiriyor. Birkaç hafif çekiç darbesi, eşleşen yüzleri tamamen temas ettirir ve akışı sıkıştırır ve sonunda demirci işi ateşe geri verir. Kaynak kılavuzlarla başlar, ancak genellikle bağlantı zayıf ve eksiktir, bu nedenle demirci bağlantıyı kaynak sıcaklığına kadar yeniden ısıtır ve kaynağı “sabitlemek” ve son olarak şekle sokmak için hafif darbelerle kaynağı çalıştırır. Birkaç hafif çekiç darbesi, eşleşen yüzleri tamamen temas ettirir ve akışı sıkıştırır ve sonunda demirci işi ateşe geri verir. Kaynak kılavuzlarla başlar, ancak genellikle bağlantı zayıf ve eksiktir, bu nedenle demirci bağlantıyı kaynak sıcaklığına kadar yeniden ısıtır ve kaynağı “sabitlemek” ve son olarak şekle sokmak için hafif darbelerle kaynağı çalıştırır. Birkaç hafif çekiç darbesi, eşleşen yüzleri tamamen temas ettirir ve akışı sıkıştırır ve sonunda demirci işi ateşe geri verir. Kaynak kılavuzlarla başlar, ancak genellikle bağlantı zayıf ve eksiktir, bu nedenle demirci bağlantıyı kaynak sıcaklığına kadar yeniden ısıtır ve kaynağı “sabitlemek” ve son olarak şekle sokmak için hafif darbelerle kaynağı çalıştırır.
BİTİRİCİLİK
Parçanın kullanım amacına bağlı olarak, bir demirci onu çeşitli şekillerde bitirebilir:
Demircinin atölyede yalnızca birkaç kez kullanacağı basit bir aparat (bir alet), minimum bitirme işlemi sağlayabilir. Curufu kırmak için örs üzerine hafifçe vurun ve tel fırça ile fırçalayın.
Eğeler bir parçayı nihai şekle getirir, çapakları ve keskin kenarları giderir ve yüzeyi düzleştirir.
Isıl işlem ve yüzey sertleştirme, istenen sertliği sağlar.
Bir el aleti veya elektrikli alet olarak tel fırça, yüzeyleri daha da düzleştirebilir, parlatabilir ve parlatabilir.
Zımpara taşları, zımpara kâğıdı ve zımpara taşları yüzeyi daha fazla şekillendirebilir, pürüzsüzleştirebilir ve parlatabilir.
Bir dizi işlem ve cila, oksidasyonu önleyebilir ve parçanın görünümünü iyileştirebilir veya değiştirebilir. Deneyimli bir demirci, metale ve ürünün kullanım amacına göre kaplamayı seçer. Cilalar şunları içerir (diğerlerinin yanı sıra): boya, vernik, mavileştirme, esmerleştirme, yağ ve balmumu.
YARDIMCI DEMİRCİ
Bir yardımcı demirci, ustası tarafından yönlendirildiği gibi, ağır dövme işlemlerinde büyük bir balyozu sallamak olan bir asistandır (çoğunlukla bir çırak ). Uygulamada, demirci bir elinde kızgın demiri örste (maşa ile) tutar, diğer elinde küçük bir çekiçle demiri nereye vuracağını gösterir. Yardımcı daha sonra balyozla belirtilen noktaya ağır bir darbe indirir. 20. yüzyıl boyunca ve 21. yüzyıla kadar, bu rol, gezici çekiçler veya pistonlu motorlu çekiçlerin kullanılmasıyla giderek daha fazla gereksiz hale geldi ve otomatik hale geldi.
DEMİRCİ ALETLERİ
Demir cevheri eritilerek kullanılabilir metal haline getirildiğinde, belirli bir miktarda karbon genellikle demirle alaşımlanır. (Kömür neredeyse saf karbondur.) Karbon miktarı metalin özelliklerini önemli ölçüde etkiler. Karbon içeriği% 2’nin üzerindeyse, metal nispeten düşük bir erime noktasına sahip olduğu ve kolayca döküldüğü için dökme demir olarak adlandırılır. Bununla birlikte, oldukça kırılgandır ve dövülemez, bu nedenle demircilik için kullanılmaz. Karbon içeriği %0,25 ile %2 arasındaysa elde edilen metal, yukarıda tartışıldığı gibi ısıl işleme tabi tutulabilen takım çeliğidir. Karbon içeriği% 0,25’in altında olduğunda, metal ya ” dövülmüş demirdir “(dövme demir eritilmez ve bu süreçten elde edilemez) ” veya “yumuşak çelik.” Terimler asla birbirinin yerine geçemez. Sanayi öncesi zamanlarda demirciler için tercih edilen malzeme dövme demirdi. Ayrıca %5’e kadar camsı demir silikat cürufu içerir çok sayıda çok ince kiriş şeklinde. Bu cüruf içeriği, demiri çok sert hale getirdi, paslanmaya karşı önemli bir direnç sağladı ve demircinin iki parça demiri veya bir parça demiri ve bir parça demiri kalıcı olarak birleştirdiği bir işlem olan “dövme kaynaklı” olmasını sağladı. Çelik, onları neredeyse beyaz bir ısıya kadar ısıtarak ve birbirine vurarak. Daha dar bir sıcaklık bandında kaynak yaptığı için modern yumuşak çelikle dövme kaynağı daha zordur. Ferforjenin lifli yapısı, strese maruz kalacak herhangi bir aleti uygun şekilde oluşturmak için bilgi ve beceri gerektiriyordu. Modern çelik, yüksek fırın veya ark fırınları kullanılarak üretilir. Ferforje, su birikintisi adı verilen emek yoğun bir işlemle üretildi. yani bu malzeme artık bulunması zor özel bir ürün. Modern demirciler, geleneksel olarak dövme demirden nesneler yapmak için genellikle yumuşak çeliğin yerini alır. Bazen elektrolitik işlem saf demir kullanırlar.
Birçok demirci, sanatsal ürünlerde bronz, bakır veya pirinç gibi malzemeleri de kullanır. Alüminyum ve titanyum da demirci yöntemiyle dövülebilir. Bronz, bakır ve kalay alaşımı iken pirinç, bakır ve çinko alaşımıdır. Her malzeme çekiç altında farklı tepki verir ve demirci tarafından ayrı ayrı incelenmelidir.
TERMİNOLOJİ
Demir, doğal olarak oluşan metalik bir elementtir. Doğada doğal haliyle (saf demir) neredeyse hiç bulunmaz. Genellikle bir oksit veya sülfit olarak bulunur ve diğer birçok safsızlık elementi karıştırılır.
Ferforje, genel olarak karşılaşılan veya miktar olarak üretilen demirin en saf halidir. %0,04 kadar az karbon (ağırlıkça) içerebilir. Geleneksel üretim yöntemine göre ferforje, lifli bir iç dokuya sahiptir. Kaliteli ferforje demircilik, dövme sırasında bu liflerin yönünü hesaba katar, çünkü malzemenin mukavemeti, damar boyunca olduğundan daha damar doğrultusunda daha güçlüdür. İlk eritme işleminden kalan safsızlıkların çoğu silikat cürufu içinde konsantre hale gelir. Demir lifleri arasında sıkışıp kalır. Bu cüruf, dövme kaynağı sırasında şanslı bir yan etki yaratır. Silikat eridiğinde ferforjeyi kendi kendine akıtma yapar. Cüruf, dövme demirin açıkta kalan yüzeylerini kaplayan sıvı bir cam haline gelir ve aksi takdirde başarılı kaynak işlemine müdahale edecek oksidasyonu önler.
Çelik, bir demir alaşımıdır ve ağırlıkça %0,3 ile %1,7 arasında karbon içerir. Karbonun varlığı, çeliğin birkaç farklı kristal konfigürasyondan birini almasına izin verir. Makroskobik olarak, bu, çeşitli ısıl işlem süreçleri aracılığıyla “bir çelik parçasının sertliğini açma ve kapatma” yeteneği olarak görülür. Karbon konsantrasyonu sabit tutulursa, bu geri dönüşümlü bir süreçtir. Daha yüksek karbon yüzdesine sahip çelik, daha yüksek bir maksimum sertlik durumuna getirilebilir.
Dökme demir, ağırlıkça %2,0 ila %6 arasında karbon içeren demirdir. O kadar çok karbon vardır ki sertlik kapatılamaz. Bu nedenle dökme demir, cam gibi kırılabilen kırılgan bir metaldir. Dökme demir, dövülebilir demire dönüştürmek için özel ısıl işlem uygulanmadan dövülemez.
%0,6’dan daha az karbon içeriğine sahip çelik, kullanışlı sertleştirilmiş çelik aletler yapmak için basit ısıl işlemle yeterince sertleştirilemez. Bu nedenle, aşağıda dövme demir, düşük karbonlu çelik ve diğer yumuşak sertleştirilemez demir çeşitleri ayrım gözetmeksizin sadece demir olarak anılacaktır.
TARİH, DİN VE MİTOLOJİ
Merkezde Wayland’ın demirhanesi, solda Níðuð’un kızı Böðvildr ve demirhanenin sağında Níðuð’un ölü oğulları saklı. Kız ve demirci arasında, Wayland bir kartalın uçup gitmesinde görülebilir. Gotland’daki Ardre görüntü taşı VIII’den
Hindu mitolojisinde, Vishvakarma olarak da bilinen Tvastar, devaların demircisidir. Tvastar’ın en eski referansları Rigveda’da bulunabilir.
Hephaestus (Latince: Vulcan ), Yunan ve Roma mitolojisinde tanrıların demircisiydi. Demirhanesi bir volkan olan fevkalade yetenekli bir zanaatkâr olarak, tanrıların silahlarının çoğunu, ayrıca demirhanesi için güzel yardımcıları ve şaşırtıcı karmaşıklığa sahip metal bir balık ağını yaptı. Metal işçiliğinin, ateşin ve zanaatkârların tanrısıydı.
Kelt mitolojisinde, Smith’in rolü aynı adı taşıyan (isimleri ‘demirci’ anlamına gelir) karakterler tarafından üstlenilir: Goibhniu ( Tuatha Dé Danann döngüsünün İrlanda mitleri) veya Gofannon (Gal mitleri/ Mabinogion ) . İrlandalı bir tanrıça olan Brigid veya Brigit, bazen demircilerin hamisi olarak tanımlanır.
Kafkasya’nın Nart mitolojisinde, Osetyalılar tarafından Kurdalægon ve Çerkesler tarafından Tlepsh olarak bilinen kahraman, bazen İskandinav tanrısı Odin’inkilerle karşılaştırılan, şamanik özellikler sergileyen bir demirci ve yetenekli zanaatkârdır. En büyük başarılarından biri, oğlu Batraz’ın embriyosunun taşıyıcısı olan kahraman Xamyc’e bir tür erkek ebelik yapmaktır. Ölmekte olan karısı, onu kürek kemiklerinin arasına tüküren ve burada rahim benzeri bir kist oluşturan su perisi Leydi Isp tarafından. Kurdalaegon, Xamyc için bir söndürme banyosunun üzerinde bir tür kule veya yapı iskelesi hazırlar ve zamanı geldiğinde, bebek kahraman Batraz’ı akkor çelikten yeni doğmuş bir bebek olarak kurtarmak için kisti deler.
Sanatçı William Blake, demirciyi kendi kapsamlı mitolojisinde bir motif olarak kullanmıştır. Burada, Blake’in birkaç şiirinin başkahramanı olan Los, Blake’in Kudüs şiirinin bir illüstrasyonunda Spectre figürü tarafından demirhanesinde işkence görüyor. Bu görüntü, 1821’de basılan ve Yale İngiliz Sanatı Merkezi’nin koleksiyonunda bulunan bu eserin Kopya E’sinden geliyor.
Eski İskandinav dilinde Völundr olarak bilinen Anglo-Sakson Wayland Smith, Cermen mitolojisinde kahraman bir demircidir. Şiirsel Edda, harika taşlarla süslenmiş güzel altın yüzükler yaptığını belirtir. Onu acımasızca sakatlayan ve bir adaya hapseden kral Níðuðr tarafından yakalandı. Völundr sonunda Níðuðr’un oğullarını öldürerek ve kafataslarından kadehler, gözlerinden mücevherler ve dişlerinden bir broş yaparak intikamını aldı. Daha sonra tecavüz etti kralın kızı, sert birayla uyuşturduktan sonra kendi yaptığı kanatlarla gülerek kaçtı ve ondan bir çocuk babası olduğu için övündü.
Kalevala’daki demirci ve mucit Ebedi Çekiççi Seppo Ilmarinen, Fin mitolojisinden bir arketip zanaatkârdır.
Tubal-Cain, Tevrat’ın Yaratılış kitabında orijinal demirci olarak anılır.
Demircilerin, savaşçıların, avcıların ve demirle çalışan diğerlerinin tanrısı Ogun, Nijerya’nın Yoruba halkının geleneksel olarak taptığı Orisha panteonlarından biridir.
DEMİR ÇAĞI ÖNCESİ
Altın, gümüş ve bakırın tümü, doğada doğal hallerinde, oldukça saf metaller olarak bulunur – insanlar muhtemelen bu metalleri önce işledi. Bu metallerin hepsi oldukça yumuşaktır ve insanların çekiçleme tekniklerini ilk geliştirmeleri şüphesiz bu metallere uygulanmıştır.
Kalkolitik çağ ve Tunç Çağı boyunca, Orta Doğu’daki insanlar bakır ve tunç eritmeyi, eritmeyi, dökmeyi, perçinlemeyi ve (sınırlı bir ölçüde) dövmeyi öğrendiler. Bronz, bakır ve yaklaşık %10 ila %20 Kalay alaşımıdır. Bronz, daha sert olması, korozyona karşı daha dirençli olması ve daha düşük bir erime noktasına sahip olması (dolayısıyla eritmek ve dökmek için daha az yakıt gerektirmesi) nedeniyle sadece bakırdan üstündür. Akdeniz Dünyası tarafından kullanılan bakırın çoğu Kıbrıs adasından geliyordu. Kalayın çoğu, adanın Cornwall bölgesinden geldi. Büyük Britanya, deniz yoluyla taşınan Fenikeli ve Yunanlı tüccarlar tarafından taşınıyordu.
Bakır ve bronz ısıl işlemle sertleştirilemezler, sadece soğuk işlemle sertleştirilebilirler. Bunu başarmak için, bir bronz parçası uzun süre hafifçe dövülür. Lokal stres döngüsü, metal kristallerinin boyutunu ve şeklini değiştirerek iş sertleşmesine neden olur. Sertleştirilmiş bronz daha sonra keskin aletler yapmak için keskinleştirmek üzere taşlanabilir.
- yüzyılda saat ustaları, pirinç dişlilerin ve mandalların dişlerini sertleştirmek için iş sertleştirme teknikleri kullandılar. Sadece dişlere hafifçe vurmak, üstün aşınma direncine sahip daha sert dişler üretti. Buna karşılık, dişlinin geri kalanı daha yumuşak ve daha sert bir durumda bırakıldı, çatlamaya karşı daha dirençliydi.
Bronz, korozyona yeterince dayanıklı olduğundan, bronz eserler binlerce yıl nispeten zarar görmeden dayanabilir. Buna göre, müzeler genellikle çok daha genç Demir Çağı’na ait eser örneklerinden çok Tunç Çağı metal işçiliği örneklerini korurlar. Gömülü demir eserler 100 yıldan daha kısa sürede tamamen paslanabilir. Hala mevcut olan eski demir işçiliği örnekleri, normun çok istisnasıdır.
DEMİR ÇAĞI
Demir Çağı’nda alfabetik karakterlerin gelişiyle eş zamanlı olarak, insanlar demir metalinin farkına vardılar. Ancak daha önceki çağlarda demirin, tunçtan farklı olarak nitelikleri genel olarak anlaşılamamıştır. Meteorik demirden oluşan demir eserler , %40’a kadar nikel içeren kimyasal bileşime sahiptir. Bu demirin bu kaynağı son derece nadir ve tesadüfi olduğundan, demire özgü demircilik becerilerinin çok az geliştiği varsayılabilir. Hâlâ bu tür meteorik demir eserlerine sahip olmamız, iklimin kaprislerine ve nikelin mevcudiyetinin demire kazandırdığı artan korozyon direncine bağlanabilir.
- yüzyılın başlarındaki (kuzey) Kutup Keşfi sırasında, kuzey Grönland Eskimoları olan Inughuit’in, özellikle iki büyük nikel-demir göktaşından demir bıçaklar yaptığı bulundu. [9] Bu meteorlardan biri, Smithsonian Enstitüsü’nün gözetimine gönderildiği Washington DC’ye götürüldü.
Anadolu’nun Hititleri, demir cevherlerinin eritilmesini ilk olarak MÖ 1500 civarında keşfetti veya geliştirdi. Birkaç yüzyıl boyunca demir üretimi bilgisi üzerinde neredeyse bir tekel sürdürdükleri görülüyor, ancak imparatorlukları MÖ 1200 civarında Doğu Akdeniz ayaklanmaları sırasında çöktüğünde, bilgi her yöne kaçmış gibi görünüyor.
Homer’in İlyada’sında ( Truva Savaşı ve Tunç Çağı Yunan ve Truva savaşçılarını anlatan ), zırh ve silahların ( kılıçlar ve mızraklar) çoğunun bronz olduğu belirtilir. Bununla birlikte, ok uçları demir olarak tanımlandığından ve bir yarışmayı kazanmak için verilen bir ödül olarak bir “demir top” listelendiğinden, demir bilinmeyen değildir. Anlatılan olaylar muhtemelen MÖ 1200 civarında meydana geldi, ancak Homeros’un bu destansı şiiri MÖ 700 civarında bestelediği düşünülüyor; bu nedenle kesinlik şüpheli kalmalıdır.
MÖ 1200’deki ayaklanmalardan ve ardından gelen Yunan Karanlık Çağı’ndan sonra tarihsel kayıtlar devam ettiğinde, demir işçiliği (ve muhtemelen demirciler) Athena gibi Zeus’un başından tamamen büyümüş gibi görünüyor. Korozyondan kaynaklanan kayıp ve demirin değerli bir meta olarak yeniden kullanılması nedeniyle çok az eser kalmıştır. Mevcut bilgiler, demirciliğin tüm temel işlemlerinin, Demir Çağı belirli bir bölgeye ulaşır ulaşmaz kullanımda olduğunu gösteriyor. Kayıtların ve eserlerin azlığı ve Tunç Çağı’ndan Demir Çağı’na geçişin hızı, demirciliğin erken gelişimi hakkında çıkarım yapmak için bronz demirciliğe dair kanıtları kullanmak için bir nedendir.
Demir silahların Bronz silahların yerini ne zaman aldığı belirsiz çünkü en eski Demir kılıçlar mevcut bronz eserlerin niteliklerini önemli ölçüde iyileştirmedi. Alaşımsız demir yumuşaktır, düzgün yapılmış bir bronz bıçak kadar kenar tutmaz ve daha fazla bakım gerektirir. Demir cevherleri, bronz oluşturmak için gerekli malzemelerden daha yaygın olarak bulunur, ancak bu, demir silahları karşılaştırılabilir bronz silahlardan daha ekonomik hale getirir. İlk arıtma uygulamalarının birçoğu sırasında genellikle küçük miktarlarda çelik oluşur ve bu alaşımın özellikleri keşfedilip kullanıldığında, çelik kenarlı silahlar bronzdan büyük ölçüde üstün geldi.
Demir, diğer birçok malzemeden (bronz dahil) farklıdır, çünkü erime noktasında katıdan sıvıya hemen geçmez. H 2 O, -1 C’de (31 F) bir katı (buz) ve +1 C’de (33 F) bir sıvıdır (su). Buna karşılık demir, 427 °C’de (800 °F) kesinlikle katıdır, ancak sonraki 1.500 °F’de (820 °C) sıcaklığı arttıkça giderek daha fazla plastik ve daha “taffy benzeri” hale gelir. Değişken katılığın bu aşırı sıcaklık aralığı, demircilik pratiğinin bağlı olduğu temel malzeme özelliğidir.
Bronz ve demir imalat teknikleri arasındaki bir diğer önemli fark, bronzun eritilebilmesidir. Demirin erime noktası bronzdan çok daha yüksektir. Batı (Avrupa ve Orta Doğu) geleneğinde, demiri eritecek kadar sıcak ateş yakma teknolojisi, eritme operasyonlarının aşırı büyük körükler gerektirecek kadar büyüdüğü 16. yüzyıla kadar ortaya çıkmadı. Bunlar, kısmen rafine cevherleri eritmek için yeterince yüksek yüksek fırın sıcaklıkları üretti ve bu da dökme demirle sonuçlandı. Bu nedenle, dökme demir kızartma tavaları ve pişirme kapları, demir eritmenin başlamasından 3000 yıl sonrasına kadar Avrupa’da mümkün olmadı. Çin, ayrı bir gelişme geleneği içinde bundan en az 1000 yıl önce dökme demir üretiyordu.
Demir oldukça bol olmasına rağmen, kaliteli çelik, Bessemer process et al. 1850’lerde. Demirci yapımı antik aletlerin yakından incelenmesi, aletlerin (özellikle baltalarda, keserlerde, keskilerde, vb.) sertleştirilmiş çelik kesici kenarlarını sağlamak için küçük çelik parçalarının demire dövülerek kaynaklandığını açıkça gösterir. Kaliteli çeliğin yeniden kullanılması, eser eksikliğinin bir başka nedenidir.
Romalılar (kendi silahlarının iyi çelikten yapılmasını sağlayanlar), (MÖ 4. yüzyılda) Po Nehri Vadisi’ndeki Keltlerin demire sahip olduğunu, ancak iyi çeliğe sahip olmadıklarını not ettiler. Romalılar, savaş sırasında Kelt rakiplerinin kılıçlarını düzeltmek için üzerine basmak zorunda kalmadan önce kılıçlarını yalnızca iki veya üç kez sallayabildiklerini kaydeder.
Hindistan Yarımadası’nda Wootz çeliği küçük miktarlarda üretildi ve üretilmeye devam ediyor.
Güney Asya ve Batı Afrika’da demirciler, bazen farklı diller konuşan içsel kastlar oluşturur.
Ortaçağda demircilik, yedi mekanik sanatın bir parçası olarak görülüyordu.
Sanayi devriminden önce, bir “köy demirhanesi ” her kasabanın temeliydi. Fabrikalar ve seri üretim, demirci yapımı alet ve donanıma olan talebi azalttı.
Demirhane yangınları için orijinal yakıt kömürdü. Kömür, önce Britanya’nın (MS 17. yüzyılda) ve ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin doğusundaki (19. yüzyılda) ormanlar büyük ölçüde tükenene kadar kömürün yerini almaya başlamadı. Kömür, demircilik için kalitesiz bir yakıt olabilir, çünkü dünyadaki kömürün çoğu kükürt ile kirlenmiştir. Demir ve çeliğin kükürtle kirlenmesi onları “kırmızı kısa” yapar, böylece kırmızı ısıda “plastik” yerine “ufalanır” hale gelirler. Demircilik için satılan ve satın alınan kömür büyük ölçüde kükürt içermemelidir.
Orta Çağ öncesi ve boyunca Avrupalı demirciler, demiri bitmiş ürünler haline getirmeden önce ısıtmak ve dövmek için çok zaman harcadılar. Kimyasal temelden habersiz olmalarına rağmen, demirin kalitesinin bu şekilde arttığının farkındaydılar. Bilimsel bir bakış açısından, demirhanenin indirgeyici atmosferi hem oksijeni (pası) uzaklaştırıyor hem de demire daha fazla karbon emdiriyor, böylece süreç devam ettikçe giderek daha yüksek çelik kaliteleri geliştiriyordu.
ENDÜSTRİYEL DÖNEM
- yüzyılda, Sheffield çatal bıçak takımı endüstrisinin temsilcileri, eski yerine yeni taşıma yayları sunarak Britanya kırsalını didik didik aradılar. Yaylar sertleştirilmiş çelikten yapılmalıdır. Şu anda, çelik yapma süreçleri son derece değişken bir ürün üretti – ilk satış noktasında kalite sağlanmıyordu. Zamanın engebeli yollarında sert kullanım nedeniyle çatlamadan kurtulan yayların daha kaliteli bir çelikten olduğu kanıtlanmıştı. Sheffield çatal bıçak takımının (bıçaklar, makaslar, vb.) şöhretinin çoğu, şirketlerin yüksek kaliteli çelik kullandıklarından emin olmak için aldıkları aşırı uzunluklardan kaynaklanıyordu.
On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında, ABD hükümeti, Kızılderililere demir aletler ve onarım hizmetleri sağlama amacını ifade ederek, ABD’nin Ordu kalelerinde demirci ve grevci çalıştıracağını birçok Kızılderili kabilesiyle yaptığı anlaşmalara dâhil etti.
On dokuzuncu yüzyılın başlarından ortalarına kadar, hem Avrupa orduları [10] hem de ABD Federal ve Konfederasyon orduları, atları nallamak ve vagonlar, taret ve topçu teçhizatı gibi teçhizatı onarmak için demirciler kullanıyordu. Bu demirciler öncelikle, bir esnekle birleştirildiğinde, işleri için gerekli temel ekipmanı taşımak için tekerlekli demirci atölyeleri olarak özel olarak tasarlanmış ve inşa edilmiş vagonlardan oluşan gezici bir demirhanede çalışıyorlardı.
Büyük ölçüde ağaç tornalama muadillerine göre desenlenen torna tezgâhları, bazı demirciler tarafından [14] [ kaynak belirtilmeli ] orta çağlardan beri kullanılmıştır. 1790’larda Henry Maudslay, halkın donanım ihtiyaçları için fabrikalarda demircilerin yerini makinistlerin almasına işaret eden bir dönüm noktası olayı olan ilk vida kesme torna tezgâhını yarattı.
Samuel Colt, değiştirilebilir parçaları ne icat etti ne de mükemmelleştirdi, ancak ateşli silahlarının bu özellikle üretilmesi konusundaki ısrarı (ve o zamanki diğer sanayiciler) , metal işleyen zanaatkârların ve demircilerin modasının geçmesine yönelik bir başka adımdı.
Ürünlerine olan talep azaldıkça, daha birçok demirci atları nallama işine girerek gelirlerini artırdı. Bir at ayakkabıcısı, tarihsel olarak İngilizce ‘de bir nalbant olarak biliniyordu. Otomobillerin tanıtılmasıyla birlikte, demirci sayısı azalmaya devam etti ve birçok eski demirci, otomobil tamircilerinin ilk nesli oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nde demirciliğin en düşük noktasına, eski demircilerin çoğunun ticaretten ayrıldığı ve varsa çok az yeni insanın ticarete girdiği 1960’larda ulaşıldı. Bu zamana kadar, çalışan demircilerin çoğu nalbant işi yapanlardı, bu nedenle demirci terimi, nalbant ticareti tarafından etkin bir şekilde ortaklaşa kullanıldı.
NEOKLASİZM DÖNEMİ
- yüzyılın son yarısında söz konusu sanayi devrimi nedeniyle dövme demir işçiliği azalmaya devam etmiş, pencere parmaklıkları ve diğer dekoratif fonksiyonel öğelerin tasarımlarındaki elemanların biçimleri doğal formlarla çelişmeye devam etmiş, yüzeyler boya ile kaplanmaya başlamış, dökme demir elemanlar dövme tasarımlara dâhil edilmiştir.
Neoklasizm demir işçiliğinin (aynı zamanda Louis XVI tarzı ve İmparatorluk tarzı demir işçiliği olarak da anılır ) ana özellikleri arasında düz düz çubuklar, dekoratif geometrik öğeler, çift veya oval volütler ve Klasik antik çağlardan ( Menderes (sanat) , çelenkler vb.)
Bu tür demir işçiliğinin tipik özelliği, demir işçiliğinin altın (yaldızlı) unsurlarla beyaza boyanmasıdır.
- ve 21. yüzyıllar
Usta demirci Samuel Yellin tarafından Church of the Good Shepherd’da (Rosemont, Pensilvanya) tasarlanan şansölye demir kapılar, ABD
Kluuvi, Helsinki, Finlandiya’da Aleksanterinkatu ve Mannerheimintie’nin kesiştiği noktada yer alan Üç Demirci Heykeli
- yüzyılda çeşitli gazlar da ( doğal gaz, asetilen vb.) demircilikte yakıt olarak kullanılmaya başlandı. Bunlar demircilik demiri için uygun olsa da, demircilik çeliği için kullanılırken özel dikkat gösterilmelidir. Bir çelik parçası her ısıtıldığında, karbon içeriğinin çeliği terk etme eğilimi vardır ( dekarbürizasyon ). Bu, yüzeyinde etkili bir sertleşmez demir tabakası olan bir çelik parçası bırakabilir. Geleneksel bir kömür veya kömür ocağında, yakıt gerçekten sadece karbondur. Uygun şekilde düzenlenmiş bir kömür/kömür yangınında, ateşin içindeki ve hemen etrafındaki hava indirgeyici bir atmosfer olmalıdır. Bu durumda ve yüksek sıcaklıklarda, buharlaşmış karbonun ıslanma eğilimi vardır. Çelik ve demire, dekarbürizasyon eğilimine karşı koyar veya reddeder. Bu, yüzey sertleştirmeye hazırlanırken bir demir parçası üzerinde bir çelik kasanın geliştirildiği sürece benzer.
1970’lerde ortaya çıkan “kendin yap” ve “kendi kendine yeterlilik” eğiliminin bir parçası olarak demirciliğe olan ilgi yeniden canlandı. Şu anda, kulüpler kuran yerel demirci grupları da dâhil olmak üzere, halkı demircilik konusunda eğitmeye yardımcı olmak için çalışan birçok kitap, kuruluş ve kişi var, bu demircilerden bazıları tarihi mekânlarda gösteri yapıyor ve tarih olaylarını yaşıyor. Dekoratif metal işleri üreten bazı modern demirciler, kendilerini sanatçı-demirciler olarak adlandırırlar. 1973’te Kuzey Amerika Sanatçılar Demirciler Derneği 27 üyeyle kuruldu. 2013 itibariyle neredeyse 4000 üyesi vardı. Aynı şekilde İngiliz Sanatçı Demirciler Derneği 1978’de 30 kurucu üye ile kuruldu ve 2013’te yaklaşık 600 üyesi vardı ve üyeler için üç aylık bir dergi yayınlayın.
Gelişmiş ülkeler demirciliğe olan ilgide bir düşüş ve yeniden canlanma görürken, birçok gelişmekte olan ülkede demirciler kendi yerel bölgelerindeki insanlar için demir ve çelik aletler ve donanımlar yapmaya ve onarmaya devam ettiler.